30 Haziran 2018

*yavaşla...



01. Sessiz ol. Zihnine bir fırsat ver. İçini genişlet.

02. Bilinçli bir şekilde nefes al ve ver. Aldığın her nefesin farkında ol. Anı genişlet.

03. Tefekkür etmek için vakit ayır. Vakti olgunlaştır.

04. Tek başına sakin zaman geçir. Zamanı genişlet.

05. Düşünce ve fikirlerini bir köşeye yaz. Zihnini genişlet.

06. Çiz, resim yap veya elinle bir şeyler inşa et.

07. Şarkı söyle. Dua oku. Zikret. Ruhunu genişlet.

08. Her yere yürü, yürüyebildiğin kadar yürü. Yürüyerek gidebileceğin her yere yürüyerek git. Ufkunu genişlet.

09. Kendi mahalleni yürüyerek tanı. Evinin etrafındaki insanları, dükkânları, zenginliği fark et. İçini genişlet.

10. Bir yabancıya gülümse. Bu sana hiçbir şeye mâl olmaz ama gününü daha güzel geçirmeni sağlar.

11. Başkalarıyla konuşmak için bir fırsat yarat. Çevreni genişlet.

12. Yanından geçip hiç uğramadığın bir parka veya bir mabede gir. Orada ruhunu dinlendir. Bir mezarlığa git, evvel gidenlere selam ver, onlarla konuş.

13. Kendini doğaya bırak. Tabiatta bir yürüyüş yap, yaprakları eline al, toprağı okşa, bir ağacı sev. O ağacı yeşerteni sev.

14. Süpermarketteki metal arabayı sürmek yerine yerel üreticilerin pazarlarına git ve gıdanı onlarsan temin etmeye çalış. Hoşbeş et, onların hikâyelerine misafir ol.

15. Yediğin her gıdanın hikâyesini merak et. Nereden geldiğini, kim tarafından üretildiğini, hangi emeklerle sana ulaştığını öğren.

16. Giydiğin şey nerede üretiliyor, bu üretim safhasında çocuk işçi çalıştırılıyor mu, emek sömürüsü yapılıyor mu bunlara dikkat et. Bilinci genişlet.

17. Bir şeyi tohumundan başlayarak büyüt. Bir tohum ekmek ve onun daimi bir ihtimam ve beslenme ile büyüdüğünü izlemek, daha yavaş, daha bağlı ve daha sahici bir hayat yaşamanın mükemmel bir analojisidir. Sabrını genişlet.

18. İnfak et. Yoksulları ara, yardım et. Onların sevgisiyle kalbini büyüt. Ülkeni genişlet.

19. Öte diyarlarda zulüm görenler için dua et, eylemde bulun, yüreklerinde acılarını hisset. Dünyanı genişlet.

20. Çayır çimene uzan, göğe bak. Kalbini genişlet.

21. Yârinin, evladının gözlerinin içine bak. Sevgini genişlet.

   *K.SAYAR



28 Mayıs 2018

emekli ben...


(broen soundtrack)


sevgili ayşe

bu yazıyı sana ithafen yazıyorum... 

çünkü yazmamı en çok isteyen en çok bekleyenlerin başında sen geliyorsun... 

yazmadığım da sana ayıp ediyormuşum gibi hissediyorum, çünkü seni önemsiyorum... 
benim olamadığım kadar derin, sıcak, şefkatli ve insancıl bir insan olduğunu düşünüyorum... 
bu yüzden mutlu olmanı istiyorum... 

yazmadığım süre boyunca neler yaptığımı anlatayım sana... 

2017 emeklilik için yaşımın dolduğu yıldı... 

ben de bu yıl boyunca enine boyuna emekliliği düşündüm... 
olabilir miyim, olamaz mıyım, olursam ne yaparım, çok mu sıkılırım, pişman mı olurum, yalnız mı kalırım gibi sorulara yanıtlar aradım... 

25 yıllık bir yaşam tarzını alışkanlığı bırakmak kolay olmuyor ama sonunda iş ortamında daha çok sıkıldığımı, hiçbir şey yapmadan evde otursam bile daha az sıkılacağımı fark ettim... bunu fark etmek karar vermemi sağladı ve şubat ayında emekli oldum... 

nasıl hissettim biliyor musun, bileğimden prangamı çıkarmışlar gibi, sırtımdaki ağır yükü almışlar gibi ya da bitkisel hayattan uyanmışım gibi... 
meğerse resmi iş hayatı enerjimin çoğunu anlamsız şeylere harcamama yol açıyormuş. 

artık enerjimi kendime, evime, hobilerime ve sevdiğim insanlara harcıyorum... kitaplar okuyorum  ( homo sapiens, homo deus, damızlık kızın öyküsü, seninle başlamadı, karanlıktan sonra) diziler seyrediyorum (black mirror, broen, mr. robot, this is us, blacklist, la casa de papel) seramikler yapıyorum, gezilere ve doğada yürüyüşlerine gidiyorum, arkadaşlarımla vakit geçiriyorum ve kaktüslerimle ilgileniyorum... 

en çok da evi elden geçiriyorum. uzun zamandır ellemediğim, elleyemediğim köşeleri, kuytuları karıştırıyorum. bana ağırlık yapan eşyaları ayıklıyorum...
eşyalarla duygusal bağ kurduğum ve çok anı olduğu için pek kolay olmuyor... 
az eşyalı basit bir hayata geçme hayalleri kuruyorum, yazlık ev hafifliğinde bir ev istiyorum. ama bunun için daha çok yolum var... 

işte sevgili ayşe görüşmeyeli bunlarla uğraşıyorum... 

bu arada senin artçı'nın ölümüne çok üzüldüm... 
emek verip baktığım, büyümesini izlediğim, bağlandığım çiçeklerimin ölmesi beni de çok üzüyor...

ama ne şanslı bir çiçekmiş ki arkasından böyle güzel bir yazı yazan birinin evinde yirmi yıl geçirmiş... 

hiçbir zaman iyi bir yazar olduğumu düşünmedim. ama arada sırada günlük hayatımdan bir şeyler yazmaya çalışacağım, en çok da senin okuyacağını hayal ederek... 

sevgiler...