19 Ocak 2013

abim...




N.Arın

ben ilkokuldayken o lisedeydi...

edebiyat, tarih gibi derslerle arası pek iyi degildi...
okuldan arta kalan zamanlarda bir plakçının yanında çalışır müşterilerin kasetlerini doldururdu...

evde cem karaca'lar, barış manço'lar, ilhan irem'ler, neşe karaböcek'ler  ve  dönemin tüm hit parçaları dönüp dururdu...

dinlediğim şarkıların çoğunun sözlerini unutmamacasına ezberliyorum,  hayalimden klipler çekiyorum...

abimin çok düzenli tuttuğu ve ellememi yasak ettiği kasetleri var...
ama o yokken elliyorum , kurcalıyorum  sonra aynı şekilde bırakıyorum...
müzik tutkumun temellerini atıyor abim...

dönemin gençleri gibi saçlarını uzatıyor, ama kıvırcık saçları uzadikça kabarıyor, kabarıyor...

sonra bodrum katı düğün salonu olan,  döner mermer merdivenler ile çıkılan göktürk sinemasında makinistlik yapıyor...

ışıkların tam zamanında sönmesini, film makinesinin içindeki kömür çubukların yanmasını ayarlıyor, birinci makara biter bitmez seyirciler ıslıklamadan hemen ikincisini takıyor...

odasının duvarları film afişleri doluyor...
ben de makine odasına girebilen ayrıcalıklılardan oluyorum, filmleri gösterime girmeden ve para vermeden seyretme şansım  oluyor...
hababam sınıfının tüm  serisini seyrediyorum ama şeytan filminin yerli versiyonu ödümü kopartıyor, kabusum oluyor...

küçücük bir akordionu var abimin...onunla herşeyi çalabiliyor, ben ilkokulda tahta kaşıklarla silifke oyunları oynarken bize akordionu ile müzik yapıyor...

o zamanlar abimle çeşit çeşit tavşan besliyoruz, daha çok o besliyor ben seviyorum...
balkonda tavşan kafesimiz var ,onlara komik isimler veriyoruz, akşamları halıya örtü serip ortaya salıyoruz...
evdeki herşeyi, perdeleri, terlikleri, halıları,  pazar arabasını, kabloları kemiren tavşanlar en son babamın çiçeklerini de yiyince ölüm cezasından kurtulamıyorlar...

ben ergenliğe girerken o da  üniversiteye  giriyor...

evde bana ait bir odam olmadığı için hep onu kıskanıyorum...
abimle çok kavga ediyoruz, bana çok emrediyor, ona itaat etmemi, dediklerini yapmamı istiyor ben başkaldırıyorum, inat ediyorum, kavga- gürültü, çok sinir oluyorum ona...

üniversiteyi bitirdikten sonra liseden beri birlikte olduğu kız arkadaşı ile ( sevgili yengem) evlenmeye karar veriyor, nasıl seviniyorum evden gidecek, kavgalar bitecek, odası bana kalacak diye...

evden gidiyor, evdeki ses, müzik, hareket gidiyor... evde oluşan boşluğa inanamıyorum...

aaaa düpedüz abimi özlüyorum...

sonrasında başka şehirde oturan abimle yılda ancak bir-iki kez görüşebiliyoruz, onun hayatında binbir macera, benim hayatımda binbir hikaye...

ama hiçbir zaman sevgisini, neşeli sesini , kocaman desteğini benden esirgemiyor...

iyiki doğdun abicim, nice sağlıklı, mutlu, neşeli yılların olsun...

seni seviyorum...