8 Mayıs 2012

gelincikler açtı gördünüz mü ?





önce narin,    
                    zarif ,
                               boynu bükük,
                                                       iddasız bir tomurcuktur…
sonra titrek, 
                     ürkek,
                                 bumburuşuk açıverir…

kırmızı gibi iddialı, bas bas bağıran ve 

siyah gibi vurgulu renkleri olmasına rağmen 

ne kadar narin ne kadar kırılgandır gelincik...

bu yüzden çok severim onu … 

bağımsızlığına düşkündür,
                                              ele geçmezdir,
                                                                        dokunulmazdır.

dokunulduğu an kendini bırakır, 
                                                      yaprağını döker, 
                                                                                   güzelliğinden vazgeçer  

ölüverir...








5 Mayıs 2012

insan niye doğum gününde ölür? (2)




hala bu sorunun cevabını arıyorum...

geçen yıl dile dökemeyeceklerimi dostumuz öyle güzel  anlattı ki...
daha iyi anlatılamaz...

hayatımda gördüğüm en dürüst ,en ahlaklı, en bilge insandın...

kendi vicdanına ve ahlakına asla ters düşmeyecek kadar onurluydun... 

doğrudan taviz vermediğin için mi bu kadar sevildin, bu kadar saygı gördün yoksa hiçbirimizin olamadığı kadar insancıl olduğun için mi? 

gözüne baktığın insanın içini okuyabildiğin, her koşulda her sorunda sonsuz destek verebildiğin, bencillikten bu kadar uzak kalabildiğin için mi bu kadar çok insanda izin duruyor ?

bu kadar çok anılmak ve sevilmek insanın  elde edebileceği en değerli şey olmalı...

beni sorarsan sana söz verdiğim gibi iyiyim, eskisi kadar olmasam da...

neşeli günlerim de var, hüzünlü günlerimde...güldüğüm zamanlarım da var ağladığım zamanlarım da...

battaniyeni yıkadım sonunda ama son yaptığın zeytin hala dolapta duruyor...

eski şiddetinde olmasa da seni hatırlatan şeyler canımı acıtmaya devam ediyor...

daha alamadığım yiyecekler var... ama elbet alırım...elbet bi gün denize de girerim... ama bi daha fethiyeye gidermiyim bilmiyorum...

bazı anıları unutmaktan bazılarını ise hiç unutamamaktan korkuyorum...

neyseki depresyona izin vermeyen dostlarım var...

en zoru boş eve girmek oluyor...sessiz akşamlara da gittikçe alışıyorum...

büyülü hayatımın geride kaldığının farkındayım...sıradan hayata alışmaya çalışıyorum...

bi de seni çok özlüyorum...