29 Aralık 2016

bu yıldan arta kalan...

kabus gibi bir yıl oldu 2016...

2017 sabahı uyanıp kabus bitti diyebilecek miyiz? bilmiyorum...

kendi yılıma baktım nasıl geçti acaba diye... 

sağ omzumdaki karamsar  nihal'e göre kötü geçti...
sıkıldım, bunaldım, kaygılandım, umutsuzluğa kapıldım, yalnız hissettim... 

soldaki iyimser nihale göreyse iyi geçti ; gezdim tozdum, eğlendim, güldüm, heyecanlandım, sevindim , mutlu oldum..

bu yıl çok düşündüm ama az yazdım... daha çok kendi kendimle konuştum, biraz inzivaya çekildim... cümleler eskisi gibi paldır küldür gelivermediler kalemin ucuna...

çok özlememe rağmen eskisi gibi azim ve sabırla suluboyada yapamaz oldum... 
onun yerini seramik aldı... çamurla oyun hamuru gibi uğraşmak, tabaklar, saksılar, vazolar, evler çiçekler, ağaçlar yapmak hoşuma gitti... heyecanla pişmesini bekledim, fırından çıkınca kimini sırla, kimini akrilikle boyadım...




 birçoğunu hediye ettim... birkaçı açtığımız stantta satıldı, tanımadığım insanların evine gitti... heyecanlandım... 











terraryuma merak saldım sonra, bi kaç tane yaptım da...cam fanus içinde üç boyutlu tablolar yapmak hoşuma gitti, yosunları solana kadar seyrettim... 




sonra Türkiye'de yayınlanmayan (ve yayınlanması pek olası olmayan) bir sürü yabancı dizi bitirdim... Black Mirror, Westworld, Mr. robot, Olive Kitteridge, Fargo, This is us en iyileriydi...

Sinemada ise The revenant, Spotlight,  Cafe Society  (Woody allen'dan) ve en son müzikleri ve görselliğine hayran olduğum Arrival'ı  izledim...

bol bol Ot ve Psikeart dergisi okudum...




fazla roman okuyamadım ama bu yıl okumakdan en zevk aldığım roman  "kafamda bir tuhaflık" dı  , mevlüt ile birlikte istanbul'un varoşlarında gezinmek hoşuma gitti...

sık sık Ankara'ya gittim, ailemi ziyaret ettim... 
hem bedenen hem zihnen zayıflayan annemin beni görünce hala gözlerinin parladığını, mutlu olduğunu gördüm...

en çok hayal ettiğim şeylerden birinin gerçekleştirdim bu yıl ve  Vatikan müzesi ile  sistine şapeli'ni gezdim... 




büyük bir kalabalık ve görevlilerin "şşşşşşşştt" şeklindeki 
sessizlik uyarılarıyla birlikte michelangelo'nun muhteşem ve de üç boyutlu tavan resimlerini boynum ağrıyana kadar huşu içinde seyrettim...
insanların inançları için neler yapabildiklerine hayran oldum... 

yüzyıllar öncesindeki insanların yarattığı sanatla büyülenmişken  türk olduğumuzu öğrenen İtalyanlar'ın "savaştan mı kaçtınız" sorusuyla bu güne ve günümüz insanlarının yarattığı savaşa, yıkıma geri dönm... üzüldüm...

bi sürü şarap, daha da çok bira içtim bu yıl... arkadaşların kimisiyle çok konuştum, kimisiyle çok sustum...

emekliliğime bir yıldan az süre kalması ile heyecanlandım, memuriyetten kurtulma, özgür olma, yeni hayata, yeni uğraşlara başlama hayalleri kurdum...

dilerim 2017 hepimizin her konuda daha cesur, daha samimi olduğu,
korkularımızın üzerine gidebildiğimiz, düşüncelerimizi, hayallerimizi eyleme dökebildiğimiz bir yıl olsun... 

tabi bir de dünyaya biraz sağduyu hakim olsun da Ortadoğu'nun ortaçağı sona ersin artık...






4 yorum:

  1. Tüm dileklerinizin gerçekleşmesi istemiyle .yeni yılınız kutlu olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum, dilerim seninde tüm hayallerinin gerçekleştiği bir yıl olur..

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  2. Nasıl oldu da bu yazıyı okumamamışım, okuyamadan geçmişim, okuyabilseydim geçen aylarda ne çok şeyler yapabilecektim, hep okuduğum derginin yanında bir yenisini, yeni diziler ve camın içinde dünyalar kurabilirdim..

    YanıtlaSil

ses verenler