18 Ekim 2015

salyangoz




ülkenin her yanında patır patır insanların ölmesiyle birlikte , ölümün bu kadar yaygın, bu kadar kolay, bu kadar sıradanlaşmış olmasından,


insanlar üzerindeki etkisinin kaybolup, içten içe memnuniyet ve tuttuğu takımın gol atması gibi sevince yol açmasından,


birbirine tahammülsüzlük ve nefretin gittikçe yükselip rahatça dile getirilmesinden, yıllardır tanıdığın insanlarla hayal kırıklığı yaşayıp uzaklaşmana yol açmasından,


birbirini acısını bile paylaşamayan bu toplumda azınlıkta olmanın güvensizliğini iliklerine kadar hissetmekten ve


yıllardır bu ülkede aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamanın geleceğe dair umudunu bitirmesinden boğulurken gördüm bu haberi :


 Sanatçı Stefan Siverud üzerine basılıp ölen salyangozları korumaya gönül vermiş. bunun için de çok basit bir fikir geliştirmiş: Salyangozların kabuğunu boyayarak yolda yürüyen insanların dikkatini çekmelerini sağlamak.


tabi insanın aklına "boya hayvana zarar veriyor mudur" veya " daha kolay avlanıyo mudur?" gibi sorular geliyor.

 ama  dünyada salyangozların ezilmemesi için çözüm arayan, bulan ve emek harcayıp onları tek tek boyayan  bir insan olması bana iyi geldi.


ben komşusunun acısını paylaşmayan, dert etmeyen insanlarla değil bir salyangozun ölmemesi için emek harcayan insanlarla arkadaş, komşu olmak istiyorum...


2 yorum:

  1. Yazılarını okudukça tekrar umutlanıyorum, varlığın içimde kocamanlaşıyor... Lütfen, lütfen daha sık ses ver...

    YanıtlaSil

ses verenler