Barbara Pingot
demek ki biz hep hayal ediyoruz...
okulumuzu, işimizi, eşimizi, arkadaşlarımızı hayal ediyoruz...
seçimlerimizi, insanlarla kurduğumuz ilişkiyi, arkadaşlığı hayallerimizle dolduruyoruz...
sonra hayal ettiklerimizi bulamıyoruz ve " okulda hayal kırıklığına uğradım, işimde hayal kırıklığına uğradım, evlilikte hayal kırıklığına uğradım, beni hayal kırıklığına uğrattı" diyoruz...
demek ki sürekli hayallerde yaşıyoruz...
bir insanı tanıyoruz, ya da tanıdığımızı sanıyoruz. oysa onun hakkındaki fikrimizi biraz onun kendisi biraz da onun hakkında kurduğumuz hayaller oluşturuyor...
onun samimi, dürüst, güvenilir, sevilir bir insan olduğunu, bize değer verdiğini hayal ediyoruz ( en azından ben hayal ediyorum/ediyormuşum)
oysa o, belki de benim hayallerimden çok uzak, çok habersiz, çok başka biri...
ben hayal ettiğim/sandığım kişi ile arkadaşlık ediyorum...
belki o da hayal ettiği/sandığı "ben" ile arkadaşlık ediyor...
belki de gerçekte birbirimizi tanımıyoruz...
sandığımızdan çok farklı bir insan olduğu gerçeğine tosladığımız zamanlarda da "beni hayal kırıklığına uğrattı" diyoruz...
peki kim üzdü beni ?
hayal ettiğim gibi değil de kendisi gibi olduğu için "o" mu?
onunla ilgili hayaller kurup inandığım için "ben" mi?
Yaşım ilerledikçe mi, yoksa çok az sosyalliğimden mi bilemiyorum ama , insanlar ile ilişkilerimde hayal kurmamayı öğrendim, çok zor oldu.
YanıtlaSilyazılarını okumak kırıklıklarıma iyi geliyor...
sorunun bende olduğunu biliyodum :)
Sil