13 Mayıs 2014

terapist bana napacak?

N.Arın



her huyunu, her halini, kokusunu, yüz ölçümünü ezbere bildiğin, yanında huzur bulduğun ve sevdiğin insanlarla birlikte olmak istersin hep...

hayatı onlarla yaşamak, onlarla gezmek, sohbet etmek, onlarla yaşlanmak...
sıkıntılıyken onlarla dertleşmek, içimizi dökmek...

iş kendine bakmaya/yüzleşmeye ( terapi) geldiğinde ise tam tersi geçerlidir, hiç tanımadığın bir insan en iyi sonucu verir...

seni can kulağıyla ve önyargısızca dinleyen bir yabancıya içini dökmek, yaralarını, zayıflıklarını, suçluluklarını dile getirmek...

işte bu iyi gelir insana...

arkadaşın, akraban, sevgilin olmayan, sevgi, nefret, kırgınlık, kızgınlık ,kin veya acıma hissetmediğin, alttan alta rekabet etmediğin, küçümseme  veya hayranlık duymadığın, dolayısıyla sana  itici veya çekici gelmeyen birisine zaaflarını, utançlarını, acılarını anlatmak...

işe yarar...

işe yarar çünkü böylece sadece kendine, içine, hayatına, duygularına odaklanabilirsin...

onun seni dinlediğini, anladığını görmek, hayatına dışarıdan bakan birinin bakış açısını dinlemek iyi gelir...

tanıdık birisiyle özeli paylaşmanın getirdiği "hakkımda ne düşünecek şimdi, başkalarına anlatır mı, benden uzaklaşır mı, sevgisi azalır mı..." gibi kaygılar, korkular olmadan sadece kendine ve hayatına dalarsın..

onun sorularının, sözlerinin, yüzleştirmelerinin altında art niyet, ima, laf sokma, gönderme vb. aramazsın...

çünkü o bir yabancı...

sana yalan söylemesi gerekmiyor, sürekli övmesi, pohpohlaması gerekmiyor, sadece duymak istediklerini söylemesi gerekmiyor, bu yüzden sözleri kulağına dürüst, inanılır ve kabul edilebilir gelir...

bu yüzden onunla anılar, yaşananlar, söylenenler, söylenmeyenler, yapılanlar, yapılamayanlar üzerine konuşurken bazı şeylerin farkına varmaya\yüzleşmeye başlarsın...

mesela bencilliğinle\narsizminle yüzleşirsin; insanları kullanma eğiliminle, sürekli talepkar davranırken, verici olmamanla, insanları senin ihtiyaçlarını gideren birer nesne gibi kullanıyor olmanla, sömürücülüğünle, yalancılığınla...

kötü niyetinle yüzleşirsin...intikam almak isteyen, kin tutan, kıskanan, nefret eden, zarar vermek isteyen yanınla...

zayıflıklarınla, çaresizliğinle, kendine güvensizliğinle, kendini beğenmemenle , çocuk gibi sürekli onaylanma, takdir görme isteğinle yüzleşirsin sonra...

utanırsın bunları görünce, suçluluk duyarsın ama iyi gelir, görmezden gelmekten vazgeçersin...

işte bunları kabullenmekle başlar iyileşme, değişme...

çünkü Yalom'un dediği gibi "en iyiye giden yol en kötüye bakmaktan geçer" 




6 yorum:

  1. Ne güzel bir yazıydı,öyle güzeldi ki satır aralarında birini gördüm,çok tanıdık birini ...kendimi...
    Ben arkadaşsızlıktan,ıssız çevremden dolayı zannederdim,vapur da,otobüste,dolmuşta ama en çok vapurda yanıma oturmuş birisine kendimi anlatıveririm...hiç zorlanmadan...vapurda...ama terapi gibi gelmez,hatta çok bunaltır beni,niye konuştum bir yabancıya diye suçluluk...sonra zavallılık,pişmanlık..Çok güzel bir yazıydı,tekrar tekrar dönülesi ve okunalısı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yazıda herkes var çünkü hepsi insani haller.yanına düştüğüm sorgulayıcı,meraklı teyzelere hiç konuşmam da sessiz sakin, kendi halinde olanlarla konuşurum ben de :)
      seni anladığını hissettiğin birisi olsa hiç pişmanlık, suçluluk duymazdın bence...böyle insanlara denk gelmeni dilerim bi de seni hakeden arkadaşların olmasını...

      Sil
  2. Resim çok güzel,uzun uzun bakındım,terapi görevini gördü:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aylardır elime fırça alamadım...birgün sevgili arkadaşımın dürtmesiyle harekete geçtim.
      bu arada sanatın uyanışı (meera hashimoto) adlı bir kitap okuyorum,içindeki sanatçıyı\yaratıcılığı harekete geçirmek isteyen herkese yönelik,çok sevdim tavsiye ederim.
      resmi beğenmene sevindim.

      Sil
  3. Gerçekten danışan böyle hissettiğinde karşısındaki psikolojik danışman da işe yaradığını hissediyor.

    YanıtlaSil

ses verenler