3 Ekim 2012

sarkaç...



                                                                N.Arın


hayatımın en temel çelişkisi yalnızlıktan sıkılıp insanların arasında olmayı özlemem sonra da  insanlardan sıkılıp yalnız kalmayı istememdir...

arkadaşlarla birlikte olmak,  vakit geçirmek güzeldir... zevklidir... antideprasan etkisi yapar... insanı  canlı tutar... yaşama bağlar... hayata katlanmayı kolaylaştırır... dertleri sıkıntıları hafifletir…

kendini unutturur...başka hayatlar görmeni sağlar...

ama onlarla birlikteyken bir süre sonra kendimi eve dönme hayalleri kurarken bulurum… sigaranın tiryakinin burnunda tütmesi gibi yalnız kalmak burnumda tüter…

sakin, sessiz, huzurlu evim uzaktan cennet gibi görünür, beni kucağına çağırır... 

gözlerden, sözlerden uzak olmanın dayanılmaz rahatlığı...

ama evimde tek başıma uzun zaman geçirdiğimde  bir yandan sessizlik büyürken  bir yandan da kafamın içi sesler, sözler, görüntüler, anılar, düşüncelerle  yavaş yavaş dolmaya başlar…

bazen bunların beni ağır ağır dibe çektiğini , boğduğunu, nefes alamadığımı hissederim…dünya anlamsızlığa bürünür ve benden uzaklaşır...

böyle zamanlarda şarabın da pek faydası olmaz…

işte o zaman bir arkadaşın neşeli/enerjik sesi hayata dönüş biletidir… zihnimi susturur, beni içimden dışarı çıkarır… dünyaya geri dönerim...

ta ki yeniden yalnız kalmayı özleyene kadar...

bir sarkaç gibi yalnızlıktan insanlara ,insanlardan yalnızlığa salınır dururum…


2 yorum:

  1. Sarkaç ritmini bozmadığı sürece bu en güzel yaşamak şeklidir...(bu güzel suluboya çalışmaları size mi ait?)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet suluboyalar benim..tam istediğim tarz değil ama hala öğrenciyim :)

      Sil

ses verenler