24 Eylül 2012

bir kitap okudum ve...


 N.Arın


kitapçı ve market raflarında gittikçe daha fazla sayıda  kişisel gelişim kitapları görüyorum...

insana olta atan isimlerinin ve inanılmaz satış rakamlarının yarattığı merakla  elime alıyor ve karıştırıyorum...

birbirine benzer şeyler söyleyen (istersen yaparsın!...inanırsan olur!..) 
içerisinde ünlü insanlardan özdeyiş , başarı öyküleri , felsefeden, psikolojiden, kutsal kitaplardan hap gibi kısa alıntılar ve kişiye gaz verici cümlelerin yer aldığı,   okuyana kendini - geçici süre- iyi hissettiren  ama kapağı kapandıktan bir süre sonra unutulan gelişim kitapları…

bir dönem çekim yasası, bir dönem NLP, bir dönem kuantum , EFT, hipnoz vs… şeklinde trendleri olan ve çevremde pek çok kişinin okuduğu (bir kaçını ben de merakla okudum ) self terapi kitapları…

Orhan Pamuğun yazdığı gibi okuyunca hayatımızı değiştirecek kitabı arıyoruz galiba…

aslında kitaplar hayatımızı değil ama bizi değiştiriyor… 

genellikle de -romanlar gibi- değiştirme iddası olmayan kitaplar yapıyor bunu… ama bunun için yıllarını vermiş emektar bir okur olmak lazım…

daha hızlı  kişisel gelişim isteyenlere ise (pek çok kişinin gözünü korkutan) terapistler var... deneyimlerimden biliyorum ki iyi bir terapistin sağladığı faydayı hiçbir kitap, falcı, ilaç vs. sağlayamıyor…

ama bir çok kişi, kendini değiştirmektense kitabı,  ilacı veya falcıyı değiştirmeyi daha kolay görüyor...

ne ilginçtir ki hem şikayetçi olduğumuz hem de değişmesinden korktuğumuz hayatlar yaşıyoruz…

ve hayatın sırrını kulağımıza fısıldayacak kitabı arıyoruz…





4 yorum:

  1. eveet...roman gibi uzun soluklu kitaplar uzun vadede ama kalıcı fikirsel değişimler yaratıyor insanda...kişisel gelişim kitapları ise kısa sürede hatta okunduğu anda ve hatta cümle biter bitmez değişimi başlatıyormuşcasına etki bırakıyor...oysa ki kapak kapandığında siliniveriyor pek çok bilgi...fast food sevenlerin ortak paydası çabuk doymak,çabuk acıkıp lezzetli sanılan yiyeceklerle tekrar buluşmak...yazını çok sevdim nevarin...üç noktalarını da ...benim de favori noktalama işaretimdir...yazan kişi karşında soluklana soluklana konuşuyormuş etkisi bırakır hep ben de...güleryüzlü günler diliyorum...n.saydın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok güzel söylemişsin,bunlar gerçekten kitap fast food'u..."soluklana soluklana konuşmaya" da bayıldım, dostum bence sen de bir blog açmalısın,baksana ne güzel betimlemelerin var,kimbilir sende daha ne hazineler vardır

      Sil
  2. içinde bulunduğum zaman dolu dizgin koşan bir at gibi ve onun üzerinde oturup
    seyahet etmekten ürküyorum...Her şey bu atın üzerinde çok flu görünüyor,
    geçtiğim sokaklar insanlar günler mevsimler...hiç birini tam göremiyorum.Kitap
    okumak zamanın üzerinden inmek gibi...Her şey birden bire yavaşlıyor sokaklar insanlar günler mevsimler her haliyle görünür oluveriyor...kitap okuyarak sokakları insanları günleri mevsimleri tanıyıp sevmeye başlıyorum....
    İşte sizi de okuyarak sevdim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne güzel söylemişsin, gerçekten "zamanın üzerinden inmek" tam anlatıyor...ne kadar ihtiyaç duyuyorum buna..zamanın ve hayatımın dışına çıkmaya..

      Sil

ses verenler