lalo art
aslında bu bloğu yaptığım resimleri
ve levent’in ebrularını koymak için açmıştım... uzun süredir sadece yazı yazıyorum , ne tuhaf... yazı yazmaktan anlamam oysa...
levent’in gidişinden sonra yaz
tatilini bişeylerle doldurmak için başlamıştım resim yapmaya, beklentisizdim...
niyetim sadece kafamı dağıtmak ve yaşadıklarımı düşünmeden geçireceğim bir zaman dilimi yaratmaktı.
niyetim sadece kafamı dağıtmak ve yaşadıklarımı düşünmeden geçireceğim bir zaman dilimi yaratmaktı.
ama tahmin etmediğim şeyler oldu; yaptığım resimler çevremde,
arkadaşlarımda heyecan yarattı, övgüler aldı, beklentiler oluşturdu…
tabi aldığım alkışlar hoşuma
gitti…
tadilattı, taşınmaydı filan
derken resme bir ara verdim ki o ara hala kapanmadı...
resim dünyasından kopmadım
ama…
suluboyacıları araştırdım, sergilere gittim, suluboya
videoları izler oldum.
çok yetenekli ressamlar ve müthiş suluboya resimlerle
karşılaştım.
sonra birden kendimi “asla böyle resimler yapamayacağım” diye düşünürken
buldum, elim fırçalara gitmez oldu…
cahil cesareti ne büyük bir
nimetmiş meğerse…
kendime haksızlık ettiğimin
farkındayım, yıllarını resme vermiş insanlarla üç ay resim çalışmış birini karşılaştırıyorum…
ama elime fırçaları aldıran o ruh halimi
yeniden yakalamayı istiyorum, ne alkış, ne övgü, ne eleştiri, ne de kıyaslanma beklemeden , sadece
yapmaktan zevk aldığım için resim yapabilmeyi…
(bu arada resim nası gidiyo? niye yapmıyosun? ne zaman yapacan? vs. vs... diye dürtüp duran arkadaşlarıma not ; belli mi olur belki yapıyorumdur :)
son cümle umut verici :)
YanıtlaSilçok şekersin nevarinciğim...nasıl resim yapıyorsan öyle de yazmalısın...konuşur gibi yazılmış yazıları okumaktan tarifsiz keyf alıyorum...seni resimden sonra yazmaya da teşvik etmek icabeder...
YanıtlaSilYazılarınızı güzel bir resme bakar gibi okuyoruz...
YanıtlaSil