N.Arın
hadi kaaaalk, hazırlaaaan...
ama bu gün tatil, özgürüm, serbestim, mecburiyetsizim...
şöyleee uzuun uzuun yatsam, oyalana oyalana kahvaltı yapsam, uzuuun uzuun çay içsem...
hadi kaaalk vapur saati geliyor...
offffff...
kalkıyorum, giyiniyorum, çaydanlığın altını yakıyorum, tostu hazırlarken çay demlensin...
sonra tostu paketliyorum, çayı termosa dolduruyorum, en son kitabımıda çantaya atıp çıkıyorum evden...
hava yağmurluysa otobüsle, güzelse yürüyerek varıyorum vapur iskelesine...
vardığımda dokuz buçuk arabalı vapuru yeni yanaşıyor oluyor...
yanaşır yanaşmaz hızla ilerliyorum, sevdiğim köşelerden birini kapmalıyım...
hem cam, hem kalorifer kenarı, hem de dar olduğu için fazla kalabalık olmayan köşelerden birini kapıyor ve yerleşmeye başlıyorum...
önce kupamı çıkartıp çayımı dolduruyor, kaloriferin üzerine koyuyorum...sonra tostumu çıkartıyor ve denizi, martıları seyrederken kahvaltımı yapıyorum...
tost bitince sıra ikinci çaya ve kitap okumaya geliyor...
vapur bostanlı iskelesine yanaşırken kitaptan kafamı kaldırıyorum...
işte geldim...
erkenden varmamak için ağır adımlarla çıkıyorum vapurdan...
begonvilden girişi görünmeyen , önünde bir sürü kedinin oturduğu atölyenin kapısını çalıyorum...
hocam gözlerinin içi gülerek ve "hoşgeldiiiiin" diyerek açıyor kapıyı...
fırça ve su kavonozumu, yarım kalmış resmimi ve diğer malzemelerimi masama yerleştirmiş bile...
hocamla haftalık sohbetimize başlıyoruz biraz şundan, biraz bundan...
birazdan bir sürü (çoğu ilkokul öğrencesi) çocuk ve bir-iki de yetişkin gelecek...atölye dolacak...
ben onlarla birlikte resmime devam edeceğim...
caz, türkü, klasik müzik, ney vb. müzikler eşliğinde resimler yapıyoruz...
hocam gevrekçiden (evet burası izmir) gevrekler alıp bir sepetin içine bölüp koyuyor, portakal/ elma dilimliyor... resimden yorulan mola
verip yiyecek masasının başına gidiyor...
ben de mola verip bir neskafe eşliğinde bi parça gevrek yiyorum...
kimi beğenerek, kimi beğenmeyerek ama her daim hocamın gözetiminde, müdehalesinde resimler yapıyorum...
dönüş vapurunun saati yaklaştığında toparlanmaya başlıyorum...
boyalardan çamur haline gelmiş suyu döküp kavanozları kaldırıyor, fırçaları, kağıtları toparlıyorum...
hocam kapıya kadar geçirerek uğurluyor...
geldiğime memnun, gülümseyen bir suratla yerleşiyorum vapurdaki köşeme...
o vapurda karşında oturasım, bir bardak çayla kitap okuyasım, o begonvilli, kedili kapıdan geçesim geldi... sohbete de kalırım, öğrenciler gelince tüyerim :)))
YanıtlaSildostum yeni foçadan bostanlı yakın, neden olmasın? valla ne güzel olur:)
SilAhh..bende olmak isterdim,o vapurda,o atölyede...olamadığımdan, özlemle yazılarınızı bekliyorum,bulunca sizi görmüş gibi mutlu oluyorum..
YanıtlaSilemeklilikte bi atölye açayım diyorum...şöyle çayı,çiçeği,kedisi,müziği, kitabı bol bi atölye :)
Silisteyen resim,isteyen takı,isteyen örgü yapsın.. isteyen kitap okusun...belki senin de yolun düşer, kahve içip sohbet ederiz :)
Gelinciklerin zirveye götürdüğü yol çok güzel olmuş ellerinize sağlık..
YanıtlaSilah o gemide(=vapurda)ben de olsaydım
YanıtlaSilaçık denizlere(=körfeze)yol alsaydım...
ah be nevarin özlemişim yazılarını okumayı...okurken oradaymış gibi hissetmeyi...oradaymış gibi hissederken mutlu olmayı...mutlu olurken aynı anda hüzünlenmeyi...hüzünlenirken yazılarını okumayı özlediğimi bir daha hatırlamayı...n.saydın
ahh nurten kız,seni hüzünlendirmek istemezdim..izmiri kokuttum di mi sana...dostum eninde sonunda geleceksin,emekli olucaz, bi ortak atölye açıp oturacağız,bak ne işler ne muhabbetler çıkacak o atölyeden...
Sil