yabancı dizi meraklısı biri olarak ingiliz dizilerini her daim amerikan dizilerine yeğlerim... daha samimi, inandırıcı ve (amerikan tarzına alıştığımızdan mıdır) daha yaratıcı bulurum...
bi "emret bakanım"ı kim unutabilir? veya "sherlock holmes"u ve tabi ki
"doctor Who" yu...
"doctor Who" yu...
"Black Mirror" ise sıradışı bir dizi...
her bölümü farklı konuda, farklı yönetmenler tarafından çekilen, kısa film tadında, ilginç, yaratıcı, şaşırtıcı, sarsıcı, rahatsız edici, sorgulatıcı, çok çeşitli göndermeleri olan, her bir bölümü sosyal bilimlere ders konusu olup tartışılabilecek bir ingiliz dizisi...
bir zamanların " alacakaranlık kuşağı" tadında...
dizinin anlattıkları aslında günümüz toplumunun, insanının ve
teknolojisinin adında da belirtildiği üzere siyah aynası....
anlattıkları hem mevcut halimiz, hem de olası gidişatımız...
1. sezonun ilk bölümü (ve bence en etkileyici olanı) modern anarşizmin ne kadar etkili olabileceğini ve iktidarı ne kadar iktidarsız bırakabileceğini çok etkileyici bir tarzda anlatıyor ve ciddi bir medya eleştirisi yapıyor...
ikinci bölüm düzene karşı geleni düzenin nasıl da içine alıp öğüteceğini (bir zamanlar rock/metal müziğinin ve che guevara'nın başına geldiği gibi) anlatıyor...
üçüncü bölüm ise hayatımızdaki herşeyi (ama herşeyi) hatırlamanın bir ödül mü lanet mi olduğu sorusu üzerine düşündürüyor...
2. sezonun birinci bölümü benim için çok etkileyiciydi, göz yaşlarıma engel olamadım...
neyse diziyi benim yorumlarımdan okumaktansa kendiniz seyretmeyi tercih edeceğinizi biliyorum işte linki :
Neden gözyaşı?
YanıtlaSilNeden gözyaşı?
YanıtlaSilizlediğinde anlayacaksın...
Sil