kitaplığımda o kadar okunmayı
bekleyen kitap varken bazen eski bir kitaba gider elim. onu tekrar okuma
isteğine karışı koyamam. bu isteğin nedeni kitabın içeriğinden çok üzerimde
bıraktığı etkisidir.
kitabın içeriğini tam hatırlayamasam da beni etkilediğini
hatırlarım.geçmişteki beni neyin etkilediğini merak edip kitabı yeniden elime alırım.
Yalom’un 1996'da okuduğum “Nietzsche ağladığında” kitabını ikinci kere elime alışım da böyle oldu.kitap, Freud’un hocası J.Bruer
ile F. Nietzsche’in karşılıklı felsefe ve psikoloji konuşmaları ile
birbirlerine bir çeşit terapi yapmalarını konu alıyor.
kitap da altını çizdiğim
yerler Bruer’in ve (çoğunlukla) Nietzsche’nin güçlü, sarsıcı sözleri:
- Terapistin oynadığı rol hastanın hazır olabileceği kadardır. Hazır olduğunda terapistin sözlerini duyar..
- Kendinden hoşlanmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarını kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlamaya çalışırlar. Bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar. Ama bu sahte bir çözümdür; bu başkasının otoritesi altına girmeyi kabullenmektir.
- Size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir- benim sizi kabullenmemin yollarını aramak değil
- Mutlak hedef, başkalarının fikirlerinden bağımsız olabilmektir, ama bu hedefe giden yol benim kabul edilmiş normların dışında olmadığımı bilmemden geçer. Kendi hakkımda her şeyi bir başkasına açıklamaya ve benim de sonuçta bir insan olduğumu öğrenmeye ihtiyacım var.
- Kendi kurallarına uymayan insan başkaları tarafından yönetilmek zorunda kalır. Başkalarının kurallarına uymak insanın kendisini yönetmesinden çok daha kolaydır.
- Çocuklarınızı yetiştirmek için önce kendinizi yetiştirmeniz gerek. Aksi halde, hayvani ihtiyaçlarınız, ya da yalnızlığınız ya da içinizdeki boşlukları doldurmak için çocuk sahibi oluyorsunuz demektir.
- İdeal evlilik ilişkisi, her iki insanında yaşamını sürdürmesi için bu ilişkiye muhtaç olmadığı zaman kurulandır. Eğer kendi yalnızlığımızı kucaklayamazsak inzivaya karşı kalkan olarak başka birini kullanırız. İnsanın evliliğini bitirme gücü yoksa (o evliliğe muhtaçsa) o evlilik zaten bitmiş demektir. Evliliğini kurtarmanın tek yolu onu bitirebilme gücüne sahip olmaktır
- Ümitsizlik özfarkındalık adına ödenen bir bedeldir. Yaşama derinlere inerek bakacak olursanız, ümitsizlikle her zaman karşılaşırsınız. Ümitsizliği yenmek için ‘böyle oldu’ yu ‘böyle istedim’e dönüştürmeyi öğrenmelidir.
- Niceleri kendi zincirlerini çözemezler de dostlarının azatçısıdırlar
Niceleri kendi zincirlerini çözemezler de dostlarının azatçısıdırlar...............
YanıtlaSilNietzsche'nin, yanında ağlayabileceği senin gibi bir dostunun olmaması ne yazık...
Sil