kırk yaşını aşmış
arkadaşlarımla sohbet ederken kendimizi anne-babalarımızdan (çoğunlukla da
annelerimizden, çünkü genellikle babalar önden göçmüş oluyor) konuşurken,
şikayetlenirken buluyoruz…
genellikle 60’ı 70’i
ve hatta 80’i devirmiş olan annelerimizin ne kadar mantıksız, çocukça
davrandıklarından, söz dinlemediklerinden, kapris yapıp inatlaştıklarından
yakınıyoruz…
bunları konuşurken de
sanırım otuz yıl önce onların bir araya geldiklerinde bizi şikayet ettikleri
kelimeleri kullanıyoruz...
ama çocuğa kural, yasak
koymak otorite kullanmak daha kolay… yaşlı ise, zihinsel yetileri ve hafızası zayıflamış olsa bile kendi kararlarını kendi
vermek isteyen ,kendi kendine yeterliymiş gibi
gören, üstelik hiç de yaşlı olmadığına inanan bir insandır...
gerçekte ise yaşlı görünümlü bir çocuktur…
gerçekte ise yaşlı görünümlü bir çocuktur…
annem ve arkadaşlarından
görüyorum ki insan yaşlandıkça -aynı çocukluktaki gibi- yetişkinliğin sözsüz kuralları ve zorunluluklarına uymaktan
muaf oluyor…
diğer insanların hakkında ne düşüneceği korkusu kalmıyor , böylece daha rahat, umursamaz ve boş vermiş olunuyor...
diğer insanların hakkında ne düşüneceği korkusu kalmıyor , böylece daha rahat, umursamaz ve boş vermiş olunuyor...
her güne ve her yere
aynı kıyafetleri giymek, saçını-başını görünüşünü umursamamak, keyfine ve ruh
haline göre davranmak, plansız, günlük hatta anlık yaşamak…
bir nevi ermişlik mertebesi yani...
bir nevi ermişlik mertebesi yani...
ben ise hala yetişkinlik
aşamasında olduğum ve insanları/kuralları önemsediğim için onu ayıplıyor, mantıklı olmaya , aklı başında davranmaya
zorluyorum…(tabiî ki boşa çaba)
oysa onun dikkati ve
konsantrasyonu 5 yaşındaki bir çocuğunki kadar kısa ve söylediğim her şey
ertesi güne unutmuş oluyor...
konuştuğumuz her şey ertesi güne unutuluyor ama bazı anılar, yaşantılar her gün tekrar tekrar anlatılacak kadar aklında kalıyor… bir türlü, bir türlü unutulmuyor…
işte ben, çocuklukta aynı soruları tekrar tekrar sorarken ve aynı masalı tekrar tekrar anlattırırken onun gösterdiği sabrı, aynı olayları, anıları, kelimeleri, binbeşyüzüncü kere dinlerken ona gösteremiyorum...
sürekli saatime bakarken, bir yandan da anne-babalara çocukları ile ilgili yardımcı olan bir sürü kitap olmasına rağmen neden çocuklara anne-babaları hakkında yardımcı olacak kitaplar yazılmadığını düşünüyorum…
sürekli saatime bakarken, bir yandan da anne-babalara çocukları ile ilgili yardımcı olan bir sürü kitap olmasına rağmen neden çocuklara anne-babaları hakkında yardımcı olacak kitaplar yazılmadığını düşünüyorum…