Hikmet Barutçugil
Bu yıl uzun uzun ev aradım. Esnaf ağızlı, ısrarcı emlakçılarla
dolaştım. Acayip mutfaklar, yamuk odalar,yumuk salonlar, komik balkonlar gördüm. ”Bakımlı”
denen evleri gördükçe “keşke bir tane bakımsız ev bulsam da gönlüme göre
yaptırsam diye hayal ettim.
Sonra hayalim gerçek oldu ve çok bakımsız bir ev satın
aldım. 30 yıllık mutfağı, turuncu desenli fayansları, tarihi kalebodurları ve
kartonpiyerleri ile oldukça kasvetli bir yaşlı eviydi bu.
Evimin eski sahipleri güç bela ve nerdeyse kavga dövüş
taşındıktan sonra tadilat başladı. Önce tüm dolaplar ve kartonpiyerler söküldü, elektrik, su
tesisatları elden geçti, mutfak duvarı yıkıldı, her taraf toz toprak ve harabe
hale geldi, tozlar tozlara karıştı...
Sonra sıra ennn zor kısma, seçmeye geldi.
Önce mutfak dolap kapakları…
Mat istiyorum diyerek olasılıkları yarı yarıya azaltmama rağmen hala bir çok seçenek vardı. Tek renk, altı ayrı üstü ayrı renk veya bir kapağı ayrı diğeri ayrı renk mutfaklar, düz veya ağaç dokulu, şekilli ,oymalı, camlı, camsız dolap kapakları…
Arkadaşlarımın “nooolur beyaz olsun, bari üstü tarafı beyaz
olsun” baskılarına direnen ve ağaç dokusu seven biri olarak akçaağaç ve italyan
cevizinde karar kıldım. 12 yıl boyunca mor dolaplı /yeşil duvarlı mutfak
kullanmış biri olarak bence oldukça sade bir seçim oldu. Eee bunun banko üstü
ve yer seramiği, graniti ve duvar boyası da var seç bakalım…
ya kapılar… kapıların rengi, biçimi, camlı mı camsız mı
olacağı, kapısız olan mutfak ve salona kemer mi yoksa ahşap kiriş mi yapılacağı…
Sırada banyo var ;tamam mat ve açık renk olacak orası kesin de nasıl bişey olacak? Hadi internette aramalar başlasın. Aman Allahım nasıl gösterişli
banyolar onlar öyle! Sanki saray banyoları. Biz mi gösterişe bu kadar düşkünüz
yoksa bütün dünya da trend böyle mi?
Antik tarzda beğendiğim iki model de seramik dükkanlarında yok ,”eski model artık satılmıyo” diyor dükkan sahibi “belki Karabağlarda olabilir” nasıl gideceğim, gezeceğim Karabağlarda...
Antik tarzda beğendiğim iki model de seramik dükkanlarında yok ,”eski model artık satılmıyo” diyor dükkan sahibi “belki Karabağlarda olabilir” nasıl gideceğim, gezeceğim Karabağlarda...
Arkadaşım “duvar kağıdını düşündün mü” diyor. Haydaaa banyo
için de duvar kağıtları varmış. Biraz da onları araştırıyorum ama beğendiğim
olmuyor, mecburen seramikteki üçüncü tercihimde karar kılıyorum.
Şimdi duvarların rengini seçelim…
Bin tane ton var nerdeyse ,seç seçebilirsen. Öyle güzel renkler var ki her
duvarı ayrı renk boyatmak istiyorum. Arkadaşlarımdan bir sürü öneri, fikir, yorum
alıyorum:
Yatak odası lila mı eflatun mu olsa acaba diyorum “depresyon yapar”, her odayı farklı renk yapsam diyorum “gözü yorar”, koyu renk yapayım diyorum ” kasvetli olur”, açıklı koyulu boyatsam “niye duvar kağıdı yapmıyorsun?”
Yatak odası lila mı eflatun mu olsa acaba diyorum “depresyon yapar”, her odayı farklı renk yapsam diyorum “gözü yorar”, koyu renk yapayım diyorum ” kasvetli olur”, açıklı koyulu boyatsam “niye duvar kağıdı yapmıyorsun?”
Düşünüp taşınıyor veee sonundaaa.....bir şarap açmaya karar veriyorum :)
Beynim zonkluyor…seç…seç…seç…seç…
O kadar çok seçim yaptım ki hatırlayamıyorum bile. Bakalım her
şey bittikten sonra “aaaa ne güzel olduuu” mu yoksa “bu ne yaaa, naaaptım
ben?” mi diyeceğim.
Hikmet Barutçugil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
ses verenler